Dabbet-ül Arz'ın Gizli Kodları ve KoronaVirüs


وَإِذَا وَقَعَ الْقَوْلُ عَلَيْهِمْ أَخْرَجْنَا لَهُمْ دَابَّةً مِّنَ الْأَرْضِ تُكَلِّمُهُمْ أَنَّ النَّاسَ كَانُوا بِآيَاتِنَا لَا يُوقِنُونَ

“O söz başlarına geldiği zaman, onlara yerden bir Dabbe çıkarırız; o da, insanların Bizim ayetlerimize kesin bir bilgiyle inanmadıklarını onlara söyler.” (Neml Suresi, 82)



Zorlama olarak düşünmeden objektif olarak itiraf etmeliyim ki şöyle bir zannım var. teknolojik ve biyolojik gelişmeler sonucunda şu fikri taşıyorum; kıyamet alametleri, bugünün teknoloji ve oluşumlarının şifrelenmiş gizli kodlarıdır. Kıyametin küçük alametleri, bütün insanların anlayabileceği, çok akıl türütmek gerektirmeyen olaylar dizilimi olsa da sıra büyük alametlere geldiğinde o kadar üstü kapalı ve semboliktirler, yani yoruma açıktırlar. 

Böyle bir girizgah yaptıktan sonra dilerseniz kıyamet alametlerinden en meşhur olanıyla başlayalım...


Dabbe! Dabbet-ül Arz

“Dabbetülarzın özellikleri ile internet arasındaki benzerlik dikkat çekici: Yapılan tarifler, dabbenin, dünyayı örümcek ağı gibi saracağını iddia etmekte. Bütün internet adreslerinin başında ise ‘dünyayı saran örümcek ağı’ anlamına gelen www kısaltmasının mevcudiyeti zorunluluk. Dabbe’nin topraktan geleceği söylenirken internet teknolojisinin esası da asli kaynağı toprak olan silisyuma dayanmakta” 

Malumunuz, daha önceleri çekilen ve çoğumuzu korkumuş olan "Dabbe" filmi, Dabbet-ül Arz'ın (دابة ال ارض) insanların beyinlerinde uyandırdıkları bir canavar imajından çok internet teknolojisinin alt yapısı olduğu benzetmesiyle bilhassa gençler arasında epeyce popüler olmuştu. Yönetmen, internetin bir on yıl kadar sonra çok "vahşi" bir duruma gelebileceğini, "yaşayan bir organizma" halini alabileceğini söylemişti. Son yıllarda, "sanal zeka" teknolojisindeki gelinen noktaya bir nazar ederseniz, bu aslında o kadar da absürd bir ihtimal gibi görünmüyor.

  Mevzu-u bahis film hakkında çok şeyler yazıldı, çizildi. Bu film, sadece bir ilk değildi. George Lucas'ın "Terminator" u, Wachowski kardeşlerin "Martix" serileri, ilk akla gelenleri. Dabbe, Kurân ve hadislerden; diğer iki film ise İncil ve Gnostic felsefesinden yola çıkılarak esinlenmişti. Sığ bir bakışa bilim-kurgu'dan öteye geçemeyen bir teori gibi dursalarda, bu alametlerin sembollerle ifade edildiğini düşündünüldüğünde, "Neden olmasın?" demeden kendinizi alamazsınız.

Dabbe için ileri sürülen ikinci bir yoruma gelirsek, Dabbetül Arz'ın bir teknoloji değil de insanları evlere hapsettiren ve ciğerleri ve çeşitli organları tüketen CoronaVirüs olması yönündedir. Bediuzzaman Said Nursi'nin (ks) bu konu hakkındaki yorumu şöyle:

“ 'La ya'lemü'l-gaybe illallah' Nasıl ki kavm-i Firavun'a, çekirge afatı ve bit belası ve Kabe tahribine çalışan Kavm-i Ebrehe'ye Ebabil kuşları musallat olmuşlar. Öyle de: Süfyan'ın ve deccallerin fitneleriyle bilerek, severek isyan ve tuğyana, Yecüc ve Mecüc'ün anarşistliği ile fesada ve canavarlığa giden ve dinsizliğe, küfür ve küfrana düşen insanların akıllarını başlarına getirmek hikmetiyle arzdan bir hayvan çıkıp musallat olacak, zir ü zeber edecek. Allahu a'lem. O dabbe bir nevidir. Çünkü, gayet büyük bir tek şahıs olsa, her yerde herkese yetişemez. Demek, dehşetli bir taife-i hayvaniye olacak. Belki 'İlla Dabbet-ül Ardı te'külü min seetehu (asasını kemirmekte olan bir ağaç kurdu, Süleyman'ın ölümünü onlara fark ettirdi)' ayetinin işaretiyle, o hayvan, Dabbet-ü'l Arz denilen ağaç kurtlarıdır ki: insanların kemiklerini ağaç gibi kemirecek, insanın cisminde dişinden tırnağına kadar yerleşecek. Müminler iman bereketiyle ve sefahat ve su-i istimalattan tecennübleriyle (korunmalarıyla) kurtulmasına işareten, iman konusunda o hayvanı konuşturmuş.” (Şualar, s. 497)



Bugünlerde hekimlerin ve alanında uzman doktorların CoronaVirüs hakkında söyledikleriyle bu hastalığa baktığımızda, Bediüzzaman'ın te'viline çok yakın bir özellik taşıdığı görülür. Bediüzzaman, yukarıdaki sözlerinin bir yerinde, Dabbetü'l-Arz'ın ağaç kurdu cinsinden bir hayvan olduğunu ifade etmişti. Ağaç kurdu ağacı içten yiyip devirdiği gibi; CoronaVirüs de, yakaladığı insanların ciğerlerini ve bazı organlarını içten içe eriterek, ölümüne sebep olmaktadır. Müminlerin iman bereketiyle (abdestli olma, hadesten taharetleriyle ve sünneti seniyeye tam ittibalarıyla) bu mikrop (dabbe) konuşuyor ve "bu Müslüman" dokunmaması da düşündürücüdür. Bazı Müslümanların dini istismar etmeleriyle ve temizliğe önem vermemeleri dolayısıyla virüsü kapmaları dini tam anlamıyla yaşamamalarından kaynaklanmakta. 

Çağımızın ve özellikle 2020 yılının bize tecrübe ettirdikleri Kıyamete ne kadar da yaklaştığımızı anlamamızı sağlıyor. 

Sözlerime bir hadisle son veriyorum...


Bir cuma günüydü. Peygamberimiz (s.a.s) minberde iken bir adam mescide girdi ve onun konuşmasını keserek, “Ey Allah’ın Resûlü, kıyamet ne zaman kopacak?” diye sordu. Sahâbe, soruyu soran kişiye susmasını işaret ettiyse de o, aynı soruyu üç kez tekrarladı. Efendimiz, namazı kıldırdıktan sonra, “Kıyametin ne zaman kopacağını soran kişi nerede?” dedi. O adam, “Benim, Yâ Resûlallah.” diyerek cevap verdi. Peygamberimiz, “Kıyamet için ne hazırladın?” buyurdu. O adam, “Benim çok fazla amelim yok. Ancak ben Allah ve Resûlü’nü gerçekten seviyorum.” dedi. Bunun üzerine Resûlullah Efendimiz, “Kişi sevdiğiyle beraberdir, sen de sevdiğinle beraber olacaksın.” buyurdu 



Ahmet Alp HAN

Yorum Gönder

0 Yorumlar